16 Mayıs 2013 Perşembe

X-RAYS


Işığın dalga boyu azaldıkça, enerjileri artmaktadır. X-ışınları, oldukça küçük dalga boylarına sahip olduğu için, bunların enerjileri ultraviyole (morötesi) ışınlarından daha büyüktür. X-ışınları, dalga boylarından daha ziyade enerjileri ile temsil edilmektedir. X-ışınlarının ışığı, bir dalga etkisinden daha çok parçacık etkisi göstermektedir. X-ışını ışığının fotonlarını toplayan X-ışını dedektörleri, dalgaları odaklamak için dizayn edilen çok büyük aynalara sahip olan radyo teleskoplardan çok farklıdır. X-ışınları, vakum tüpleriyle deney yaparken şans eseri onu bulan Alman bilim adamı Vilhem Conrad Roentgen tarafından keşfedilmiştir. Bir hafta sonra, karısının parmaklarında takılı olan nikah yüzüğünü ve parmak kemiklerini çok açık bir şekilde açıklayan bir X-ışını fotğrafını çekti. Bu fotoğraf, bilim çevrelerlinde ve genişhalk kitlelerinde büyük heyacan yarattı. Roentgen, bilinmeyen ışınımın bu tipini göstermek için onu “X” Elektromanyetik Spektrum18 gozlemevi@omu.edu.tr olarak isimlendirdi. Bu ismi daha sonra kolej ortamındaki arkadaşları Roentgen ışınımları olarak önerdiler. Onlar hala, almanca konuşulan ülkelerde Roentgen ışınımı olarak refere edilmektedir. Dünya atmosferi, oldukça kalın olduğu için uzaydan dünya yüzeyine gelen hiçbir X-ışını Dünya atmosferinden yüzeyine nufus edemez. Bu bizim yaşamımızı sürdürmemiz için oldukça iyidir fakat astronomi araştırmaları için kötüdür. Bu nedenle X-ışınnı dedektör ve teleskoplarını, yapay uydulara yerleştirerek bu ışınlar atmosferin üst kısımlarında dedekte edilmektedir. Bu nedenle X-ışınları kullanılarak Dünya yüzeyinde astronomi ile araştırma yapmak mümkün olmamaktadır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder